Magnezyum eksikliğinin en yaygın belirtileri ve tedavi için ipuçları

Magnezyum, vücuttaki birçok enzimatik reaksiyonda, özellikle kas kasılmasında rol oynayan bir mineraldir. Ayrıca vücudumuzda yeterli miktarda bulunmadığında, başta yorgunluğun artması olmak üzere genel olarak sağlık durumu etkilenir.

Magnezyum eksikliği oldukça yaygındır. Kadınların erkeklerden daha fazla etkilendiği tahmin edilmektedir. Magnezyum eksikliğinin en büyük nedenlerinden biri kısıtlayıcı diyetlerdir. Aşırı kısıtlayıcı diyetlere başladığınız andan itibaren vitamin ve mineraller kaybedilmeye başlanır.

Ayrıca, özellikle magnezyum alımını azaltabilen nişastalı gıdaların alımındaki azalma da eksikliği tetikler.

MAGNEZYUM EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ

Günlük magnezyum ihtiyacı kadınlar için 360 mg ve erkekler için 420 mg’dır. Magnezyum eksikliğini ortaya çıkarabilecek ilk belirti her şeyden önce yorgunluktur. Spazmofili denilen kas gerginliği hissi, magnezyum eksikliğinin ilk işaretlerinden biridir. Magnezyum minerali vücutta yeterli miktarda bulunmadığında kasların gevşemesi zorlaşır ve güçlü bir kas gerginliği hissi yaşanır. Yorgunluk ve gerginlik hissine ek olarak gece krampları, gözde küçük seğirmeler de magnezyum eksikliğini gösterir.

Bu küçük belirtilere dikkat etmek önemlidir çünkü magnezyum eksikliğini kesin olarak teyit edecek bir test yoktur. Klinik olarak uzmanlar, elmacık kemiklerinin kaslarının doğru şekilde kasıldığını kontrol etmekten oluşan çekiç testini yaparlar. Ancak biyolojik testlerde kan magnezyum seviyeleri genellikle normaldir çünkü vücut normal bir seviyeyi korumak için rezervlerini harekete geçirir.

Yorgunluk ve kas gerginliği belirtilerinin yanı sıra, magnezyum eksikliği riski daha fazla olan kişiler de vardır. Az meyve, sebze ve nişastalı yiyecekler tüketen insanlar özellikle risk altındadır.

Diğer bir risk faktörü de strestir. Günümüzde insanlar her geçen gün daha stresli bir güne uyanıyor. Vücut stresli olduğunda magnezyumu tam olarak depolayamıyor ve idrar yoluyla boşaltıyor. Ek olarak, magnezyum eksikliği stres oluşumu üzerinde de etkilidir, bu nedenle bu eksikliği başlatan ve sürdüren gerçek bir kısır döngüdür.